Dağ gibi كَالطَّوْدِ |
Dağ جَبَلٍ |
Dağ طَوْدَ |
Dağ طُورَ |
Dağ, bağlantı, gelip çatma مُرْسَا |
Dağa لِلْجَبَلِ |
Dağıldı اِنْفَضَّ |
Dağıldı مُزِّقَ |
Dağıldınız مُزِّقْتُمْ |
Dağılın, yayılın اِنتَشِرُوا |
Dağılır يَنفَضُّ |
Dağılırlardı لَانْفَضُّوا |
Dağılmaları يَنْفَضُّواْ |
Dağılmıs مُنْبَثّاً |
Dağınık شَتَّى |
Dağıt شَرِّدْ |
Dağıt, ver اُمْنُنْ |
Dağıttı شَرِّدَ |
Dağıttı مَزَّقَ |
Dağıttık مَزَّقْنَا |
Dağlanır تُكْوَا |
Dağlanır تُكْوَى |
Dağlar gibi كَالاَعْلاَمِ |
Dağlar gibi كَالْجِبَالِ |
Dağlar اَعْلاَمِ |
Dağlar جِبَالٌ |
Dağlar رَوَاسِيَ |
Daha az اَقَلَّ 4 اَقَلُّ |
Daha azgın اَطْغَى |
Daha aziz, daha kıymetli اَعَزُّ |
Daha büyük اَعْظَمُ |
Daha büyük, en büyük اَكْبَرُ |
Daha çok مَزِيدٍ 4 مَزِيدٌ |
Daha çok, daha fazla اَرْبَى |
Daha doğru yolda اَهْدَى |
Daha doğru اَصْدَقُ |
Daha doğru, en doğru اَقْوَمَ 4 اَقْوَمُ |
Daha fasih, güzel konusan اَفْصَحُ |
Daha fazla hak eden, daha layık اَحَقَّ 4 اَحَقُّ |
Daha gizli اَخْفَى |
Daha güzel, en güzel اَحْسَنُ |
Daha iyi bilen, en iyi bilen اَعْلَمُ |
Daha kalıcı, baki اَبْقَى |
Daha kolay اَهْوَنُ |
Daha kötü سُواَى |
Daha küçük اَصْغَرُ |
Daha layık, daha yakın iki kisi اَوْلَيَانِ |
Daha müthis اَدْهَى |
Daha sapık اَضَلُّ |
Daha serefli, daha güçlü اَعِزَّةَ 4 اَعِزَّةٍ |
Daha sevimli, daha sevgili اَحَبَّ 4 اَحَبُّ |
Daha siddetli, en siddetli اَشَدِّ 4 اَشَدَّ 4 اَشَدُّ |
Daha temiz اَزْكَى |
Daha temiz اَطْهَرُ |
Daha yakın اَقْرَبَ 4 اَقْرَبُ |
Daha yakın, daha alçak, az اَدْنَى |
Daha yakın, daha üstün, layık اَوْلَى |
Daha yakına لِاَقْرَبَ |
Daha yatkın اَجْدَرُ |
Daha yüksek, üstün اَعْلَى |
Daha zalim اَظْلَمُ |
Daha zayıf اَضْعَفُ |
Daha zor, daha çetin اَشَقُّ |
Daha, en düsük, alçak اَرْذَلِ |
Dalanlar خَائِضِينَ |
Daldılar خَاضُوا |
Daldınız خُضْتُمْ |
Dalga مَوْجٌ |
Dalgalanır يَمُوجُ |
Dalgıç, dalan غَوَّاصٍ |
Dalgıçlık yaparlar يَغُوصُونَ |
Dallar اَفْنَانٍ |
Dallar جُذُوعِ |
Dallı, benzer صِنْوَانٍ 4 صِنْوَانٌ |
Damgalayacağız, isaretleyeceğiz سَنَسِمُ |
Damla, meni, sperm نُطْفَةٌ |
-dan dolayı, için اَجْلِ |
Danısma, istisare تَشَاوُرٍ |
Danıstı, istisare etti تَشَاوَرَ |
Daralan ضَائِقٌ |
Daraldı ضَاقَ |
Daraldı ضَاقَتْ |
Daralır يَضِيقُ |
Daralttı, azalttı قَدَرَ |
Darlık veren, sıkıntılı ضَيِّقاً |
Darlık, fakirlik مُزْجَاةٍ |
Darlık, sıkıntı ضَيْقٍ |
Darmadağın مُمَزَّقٍ |
Davet, çağrı دَعْوَةٌ |
Davetçi, çağıran, davet eden دَاعِيَدَاعِياً |
Davud (AS) دَاوُودَ 4 دَاوُدُ |
Davud’a (AS) لِدَاوُدَ |
Dayanırım, yaslanırım اَتَوَكَّا |
Dayılarınız اَخْوَالِكُمْ |
Dayın خَالِكَ |
De (ds) قُولِي |
De, söyle قُلْ |
Dedi (ds) قَالَتْ |
Dedi, söyledi قَالَ |
Dedik قُلْنَا |
Dediler (ds, çğ) قُلْنَ |
Dediler (ikil, ds) قَالَتَا |
Dediler (o ikisi) قَالاَ |
Dediler قَالُوا |
Dedim قُلْتُ |
Dedin قُلْتَ |
Dediniz قُلْتُم |
Def etme, savma دَفْعُ |
Değer ver, ikram et (ds) اَكْرِمِي |
Değerli, serefli olanlar كِرَامًا 4 كِرَامٍ |
Değil mi اَلَيْسَ |
Değil mi اَفَلا |
Değil mi اَوَلاَ |
Değil misin اَلَسْتَ |
Değil miyim اَلَسْتُ |
Değil لَيْسَ |
Değil لَيْسَتْ |
Değil, baska غَيْرِ 4 غَيْرَ 4 غَيْرُ |
Değil, olmadı (geçmis zaman) لَمْ |
Değil, yok, olumsuzluk edatı لاَ |
Değilim لَسْتُ |
Değilim لَسْتُ |
Değiller لَيْسُوا |
Değilsin لَسْتَ |
Değilsin لَسْتَ |
Değilsiniz (ds, çğ) لَسْتُنَّ |
Değilsiniz (siz kadınlar) لَسْتُنَّ |
Değilsiniz لَسْتُمْ |
Değilsiniz لَسْتُمْ |
Değisiklik, dönüsme تَحْوِيلاً 4 تَحْوِيل |
Değisir, satar يَشْتَرِي |
Değisiriz نَشْتَرِي |
Değisirler, satarlar يَشْتَرُونَ |
Değismek istersiniz تَسْتَبْدِلُونَ |
Değismeleri يَشْتَرُواْ |
Değismeniz için لِيَشْتَرُوا |
Değismeniz تَشْتَرُوا |
Değismesi, değistirmesi يَتَبَدَّلِ |
Değismesi, satması يَشْتَرُ |
Değismis مَسْنُونٍ |
Değistirdi اَبْدَلَ |
Değistirdi بَدَّلَ |
Değistirdi غَيَّرَ |
Değistirdik بَدَّلْنَا |
Değistirdiler بَدَّلُوا |
Değistiren مُغَيِّراً |
Değistiren, değistirecek olan مُبَدِّلَ |
Değistirilir يُبَدَّلُ |
Değistirir يُبَدِّلُ |
Değistirir يُغَيِّرُ |
Değistirir, yerine baskasını getirir يَسْتَبْدِلُ |
Değistirme اِسْتِبْدَالَ |
Değistirmek istedi اِسْتَبْدَلَ |
Değistirmek ister misiniz اَتَسْتَبْدِلُونَ |
Değistirmeleri يُبَدِّلُواْ |
Değistirmeleri يُغَيِّرُوا |
Değistirmemiz نُبَدِّلَ |
Değistirmeniz تَتَبَدَّلُوا |
Değistirmesi تَبَدَّلَ |
Değistirmesi يُبَدِّلَ |
Değistirmesi يُبْدِلَ |
Değistirmesi يَسْتَبْدِل |
Değistirsinler فَلَيُغَيِّرُنَّ |
Değnek vurun اجْلِدُوا |
Değnek جَلْدَةً |
Delici ثَاقِبٌ |
Delikanlı فَتَا |
Delil بُرْهَانٌ |
Delil دَلِيلاً 4 دَلِيلٌ |
Delil, yemin حِجْرٌ |
Deliliniz بُرْهَانَكُمْ |
Delme نَقْباً |
Demeleri için لِيَقُولُوا |
Demeleri يَقُولُوا |
Dememiz نَقُولَ |
Demen تَقُل |
Demen تَقُولَ |
Demeniz تَقُولُوا |
Demesi için لِيَقُولَ |
Demesi يَقُلْ |
Demesi يَقُولَ |
Demet ضِغْثاً |
Demir حَدِيدٌ |
-den baska دُونِ 4 دُونَ |
-den baska, hariç اِلاَّ |
-den, -dan, hiç, bazıları مِنْ |
-den, hakkında عَنْ |
Denedi, imtihan etti اَبْلَي |
Denedi, sınadı اِبْتَلَا 4 ابْتَلَى |
Denemek için لِيَبْتَلِيَ |
Denemek için لِيُبْلِيَ |
Denemesi için لِيَبْلُوَا |
Denenir, sınanır تُبْلَى |
Dener, sınar (ds) تَبْلُوا |
Deneyin, imtihan edin اِبْتَلُواْ |
Denildi قِيلَ |
Denir, söylenir يُقَالُ |
Deniz, büyük nehir بَحْرِ 4 بَحْرُ 4 بَحْرَ |
Denizler اَبْحُرٍ |
Denizler بِحَارُ |
Denk قَوَاماً |
Denk, benzer كُفُواً |
Denk, orta سُوًى |
Denklestirmen تَعْدِلْ |
Der misiniz اَتَقُولُونَ |
Der, söyler يَقُولُ |
Derdi, söylerdi لَقَالَ |
Derdik, söylerdik لَقُلْنَا |
Derece derece yaklastırdı اِسْتَدْرَجَ |
Derece دَرَجَةٌ |
Dereceler دَرَجَاتٌ |
Deriler جُلُوْدٌ |
Derileriniz جُلُودُكُمْ |
Derim, söylerim اَقُولُ |
Derin düsündü تَدَبَّرَ |
Derin su لُجَّةً |
Derin عَمِيقٍ |
Derin لُجِّيٍّ |
Deriz, söyleriz نَقُولُ |
Derledik, seçtik اِجْتَبَيْنَا |
Derledin, seçtin اِجْتَبَيْتَ |
Derlendi, toplandı, dolunay oldu اتَّسَقَ |
Derler (ikil) يَقُولاَ |
Derler يَقُولُونَ |
Derlerdi, söylerlerdi لَقَالُوا |
Ders aldılar, okudular دَرَسُوا |
Ders aldın دَرَسْتَ |
Ders alırlar, öğrenirler يَدْرُسُونَ |
Ders görürsünüz تَدْرُسُونَ |
Dersin, söylersin تَقُولُ |
Dersiniz, söylersiniz تَقُولُونَ |
Dert غُمَّةً |
Dert, sıkıntı ضُرٌّ |
Desinler وَلْيَقُولُوا |
Destek رُكْنٍ |
Destek مَرْفُودُ |
Destekçi ظَهِيرًا 4 ظَهِيرٌ |
Destekledi اَيَّدَ |
Destekledi, tahkim etti اَحْكَمَ |
Destekledik اَيَّدْنَا |
Destekledim اَيَّدتُّ |
Desteklemeniz تُعَزِّرُو |
Desteklenirler, sahip çıkılırlar يُصْحَبُونَ |
Destekler يُؤَيِّدُ |
Destekli, iyi giyimli مُسَنَّدَةٌ |
Devam eden, süregelen مُسْتَمِرٌّ |
Devam ederiz نَظَلُّ |
Devam ederlerdi لَظَلُّوا |
Devam ettiler, olakaldılar ظَلُّوا |
Devamlı indirilir يُنَزَّلُ |
Devamlı indirilmesi يُنَزَّلَ |
Devamlı indirilmesi يُنَزِّلْ |
Devamlı indirir يُنَزِّلُ |
Devamlı olanlar دَائِمُونَ |
Devamlı, sürekli وَاصِبًا 4 وَاصِبٌ |
Devamlı, sürekli حُسُوْمًا |
Devamlı, sürekli دَائِمٌ |
Deve yavrusu جِمَالَتٌ |
Deve بَعِيرٍ |
Deve جَمَلٌ |
Deve, binek رِكَابٌ |
Deve, bulut اِبِلٌ |
Deve, seyahat aracı ضَامِرٍ |
Devir, dönem فَتْرَةٍ |
Devirir يُزْلِقُ |
Devsirdi, hasat etti صَرَمَ |
Devsirdi, topladı جَنَى |
Devsirenler, kesenler صَارِمِينَ |
Devsirirler يَصْرِمُنَّ |
Deyin (ikil) قُولاَ |
Deyin قُولُوا |
Deyisçe, söyleyisçe قِيلاً |
Dısarı çıkardı اَخْرَجَتْ |
Didinen كَادِحٌ |
Didinme, didinerek كَدْحاً |
Diğer (ds) اُخْرَا |
Diğer (ds) اُخْرَى |
Diğer iki اٰخَرَانِ |
Diğer اٰخَرِ 4 اٰخَرُ 4 اٰخَرَ |
Diğer, baska اُخَرُ 4 اُخَرَ |
Diğerleri اٰخَرُونَ |
Diğerleri اٰخَرِينَ |
Dikensiz مَخْضُوْدٍ |
Dikerek مُقْنِعِى |
Dikildi نُصِبَتْ |
Dikili taslar اَنصَابُ |
Dikili taslar نُصُبٍ |
Dikkat edin اَلاَ |
Dikkatli olsun, inceliklere baksın وَلْيَتَلَطَّفْ |
Dil, lisan لِسَانًا 4 لِسَانٌ |
diler |
Dilerim اَشَاءُ |
Dili dısarıda solur يَلْهَثْ |
Dilim dilim قِدَداً |
Diller, lisanlar اَلْسِنَةٍ |
Dilleriniz اَلْسِنَتُكُمُ 4 اَلْسِنَتِكُمْ |
Dilsiz اَبْكَمُ |
Dilsiz بُكْمًا 4 بُكْمٌ 4 بُكْمُ |
Din edinirler يَدِينُونَ |
Din için لِلدِّينِ |
Din olarak kabul ettiler شَرَعُوا |
Din دِينًا 4 دِينٌ |
Dinar دِينَارٍ |
Dindi (ds) خَبَتْ |
Dini بِالدِّيْنِ |
Dininiz دِينِكُم 4 دِينُكُم 4 دِينَكُمْ |
Dinle اِسْتَمِعْ |
Dinle فَاسْتَمِع |
Dinledi اِسْتَمَعَ |
Dinlediler اِسْتَمَعُو |
Dinlemek için لِلسَّمْعِ |
Dinlemesi يَسْتَمِعِ |
Dinlenirsin, sakinlesirsin تَسْكُنُ |
Dinlenirsiniz, sakinlesirsiniz تَسْكُنُونَ |
Dinlenme yeri مَقِيلاً |
Dinlenme yeri/zamanı سَكَناً |
Dinlenmeniz, sakinlesmeniz تَسْكُنُوا |
Dinler يَسْتَمِعُ |
Dinlerler يَسْتَمِعُونَ |
Dinlersin تَسْتَمِعُ |
Dinlersiniz تَسْتَمِعُونَ |
Dinleyenler سَمَّاعُونَ |
Dinleyin اِسْتَمِعُوا |
Dinleyin فَاسْتَمِعُوا |
Dip غَيَابَت |
Direk عَمَدٍ |
Direkler عِمَادِ |
Direkler, kazıklar اَوْتَاداً |
Direnip durdular لَجُّوا |
Dirhemler دَرَاهِمَ |
Diri diri gömülen kız مَوْؤُدَةُ |
Diri olan için لِلْحَيِّ |
Diri, canlı (çğ) اَحْيَاءٍ 4 اَحْيَاءً 4 اَحْيَاءٌ |
Dirilten, yasatan مُحْىِ |
Diriltilenler مُنشَرِينَ |
Diriltilenler, diriltilecek olanlar مَبْثُوثِ |
Diriltilenler, diriltilecek olanlar مَبْعُوثُونَ |
Diriltilenler, diriltilecek olanlar مَبْعُوثِينَ |
Diriltilir, gönderilir يُبْعَثُ |
Diriltilirim اُبْعَثُ |
Diriltilirler, gönderilirler يُبْعَثُونَ |
Diriltilirsiniz تُبْعَثُونَ |
Diriltilmeleri, gönderilmeleri يُبْعَثُواْ |
Diriltilmeniz بَعْثُكُمْ |
Diriltir, gönderir يَبْعَثُ |
Diriltirim اُحْيِ |
Diriltiriz, hayat veririz نُحْيِ 4 نُحْيِي |
Diriltme, kabirden çıkarma نُشُوراً 4 نُشُورُ |
Diriltmemiz için لِنُحْيِىَ |
Diriltmesi, göndermesi يَبْعَثَ |
Diriltti, kaldırdı اَنْشَرَ |
Diriltti, yasattı, hayat verdi اَحْيَا |
Dirilttik اَنشَرْنَا |
Dirsekler مَرَافِقِ |
Dis سِنِّ |
Disi deve نَاقَةٌ |
Disi gibi كَالأُنْثَىٰ |
Disi اُنْثَى |
Disi, disiler اِنَاثًا 4 اِنَاثٌ |
Diyeceğiz سَنَقُولُ |
Diyecek سَيَقُولُ |
Diyecekler سَيَقُولُونَ |
Diyet, kan parası دِيَةٌ |
Diz çökmüs جَاثِيَةً |
Diz çökmüs جِثِيًّا |
Diz üstü olanlar جَاثِمِينَ |
Dizilmis مَصْفُوفَةٌ |
Doğan, doğarken بَازِغًا |
Doğan, doğarken بَازِغَةً |
Doğar, yükselir, çıkar تَطْلُعُ |
Doğdu طَلَعَتْ |
Doğdum وُلِدتُّ |
Doğru erkekler صَادِقُونَ |
Doğru erkekler صَادِقِينَ |
Doğru erkekler صِدِّيقُونَ |
Doğru erkekler صِدِّيقِينَ |
Doğru hareket eder يَصْلَحُ |
Doğru kadın صِدِّيقَةٌ |
Doğru kadınlar صَادِقَاتٌ |
Doğru oldu, doğru gitti اِسْتَقَامَ |
Doğru oldu, doğru söyledi صَدَقَ |
Doğru oldular, doğru gittiler اِسْتَقَامُواْ |
Doğru olur يَرْشُدُ |
Doğru olur, doğru gider يَسْتَقِيمُ |
Doğru olur, doğru söyler يَصْدُقُ |
Doğru olurlar يَرْشُدُونَ |
Doğru söyledi (ds) صَدَقَتْ |
Doğru söylediler صَدَقُوا |
Doğru söyledin mi اَصَدَقْتَ |
Doğru söyledin صَدَقْتَ |
Doğru yola ermis مُهْتَدِي |
Doğru yola ermis olanlar مُهْتَدُونَ |
Doğru yola ermis olanlar مُهْتَدِينَ |
Doğru yola ermis مُهْتَدِ 4 مُهْتَدٍ |
Doğru yola götürürler يَهْدُونَ |
Doğru yolda olanlar رَاشِدُونَ |
Doğru yolu buldu اِهْتَدَى |
Doğru yolu bulur يَهْتَدِي |
Doğru yolu bulur يَهِدِّيَ 4 يَهِدِّي |
Doğru رَشِيدٌ |
Doğru سَدِيْدًا |
Doğru, doğru olarak صَوَاباً |
Doğru, dosdoğru مُسْتَقِيمًا 4 مُسْتَقِيْمٌ |
Doğrul, giris, uğras, ise koyul اِنصَبْ |
Doğruladı صَدَّقَ |
Doğruladı, tasdik etti (ds) صَدَّقَتْ |
Doğruladın, tasdik ettin صَدَّقْتَ |
Doğrular, tasdik eder يُصَدِّقُ |
Doğrulayan, tasdik eden مُصَدِّقًا 4 مُصَدِّقٌ |
Doğrulayanlar, tasdik edenler مُصَدِّقِينَ |
Doğruldu, dikildi فَاسْتَوَى |
Doğruluğu ُ3 رُشْدَ |
Doğruluk رَشَادٌ |
Doğruluk رُشْدًا 4 رُشْد |
Doğrulukla رَشَداً |
Doğrulukla صِدِّيقاً |
Doğruya iletirdi لَهَدَى |
Doğruyu yanlısı ayırt eden فُرْقَانًا 4 فُرْقَانٌ |
Doğu مَشْرِقُ |
Doğular مَشَارِقَ |
Doğulu, doğuda شَرْقِيًّا |
Doğulu, doğuda شَرْقِيَّةٍ |
Doğum sancısı مَخَاضُ |
Doğurdu وَلَدَ |
Doğurdular (ds, çğ) وَلَدْنَ |
Doğurmaları يَلِدُوا |
Doğurması يَلِدْ |
Doğurması, koyması تَضَعَ |
Doğurulan مَوْلُودٌ |
Doğuruldu وُلِدَ |
Doğurulması يُولَدْ |
Doğurulur يُوْلَدُ |
Doğurur muyum ءَاَلِدُ |
Doğurur يَلِدُ |
Doğurur, koyar (ds) تَضَعُ |
Doğururlar (ds, çğ) يَضَعْنَ |
doğururum اَٰلِدُ |
Doğus طُلُوعِ |
Doğus, doğus yeri, doğus zamanı مَطْلِعَ |
Doğustan kör اَكْمَهَ |
Doksan تِسْعُونَ |
Dokundu لَمَسَ |
Dokundu مَسَّ |
Dokunduk لَمَسْنَا |
Dokundunuz لَمَسْتُمُ |
Dokundunuz, temas ettiniz لاَمَسْتُمُ |
Dokundunuz, temas ettiniz لٰمَسْتُمُ |
Dokunma مَسِّ |
Dokunma مِسَاسَ |
Dokunması يَمْسَسْ |
Dokunulmaz حِجْرٌ |
Dokunur تَمَسَّ |
Dokunur يَمَسُّ |
Dokunur, temas eder يَطْمِثُ |
Dokuz تِسْعًا 4 تِسْعٌ |
Dokuz تِسْعَةُ |
Dolanır, tavaf eder يَطُوفُ |
Dolanırlar, tavaf ederler يَطُوفُونَ |
Dolar, tasar, akar تَفِيضُ |
Dolardı لَمُلِئْتَ |
Dolasan sey دُولَةً |
Dolasanlar طَوَّافُونَ |
Dolasılır, dolastırılır يُطَافُ |
Dolasın, seyahat edin سِيحُوا |
Dolasır, gezinir تَقَلُّبُ |
Dolasmaları, gezmeleri يَسِيروُاْ |
Dolasman, gezmen تَقَلُّبَكَ |
Dolastı اِلْتَفَّ |
Dolastığınız yer مُتَقَلَّبَكُمْ |
Dolastırır, gezdirir يُسَيِّرُ |
Doldun (ds) اِمْتَلَأْتِ |
Doldun مُلِئْتَ |
Dolduranlar مَالِؤُونَ |
Dolduranlar, dolduracaklar فَمَالِئُونَ |
Dolduruldu مُلِئَتْ |
Doldururum اَمْلأنَّ |
Dolu (yağıs cinsi) بَرَدٍ |
Dolu مِلْئُ |
Domuz خِنْزِيْرٌ |
Domuzlar خَنَازِيرَ |
Donakalmıs شَاخِصَةٌ |
Donmus, sabit جَامِدَةً |
Donup kalır, belerir تَشْخَصُ |
Dopdolu, temiz دِهَاقاً |
Dosdoğru kılarlar, ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ |
Dosdoğru kılın, ayağa kaldırın اَقِيمُوا |
Dosdoğru ol اِسْتَقِمْ |
Dosdoğru olun (ikil) اِسْتَقِيمَا |
Dosdoğru olun اِسْتَقِيمُوا |
Dosdoğru قَيِّمًا 4 قَيِّمٌ |
Dosdoğru قَيِّمَةٌ |
Dost edinir يَتَوَلَّى |
Dost خَلِيلاً 4 خَلِيلٌ |
Dost صَدِيقٍ |
Dost مَوْلَى 4 مَوْلًى |
Dost, koruyucu وَلِيًّا 4 وَلِيٌّ |
Dostlar اَخِلاَّءُ |
Dostlar مَوَالِيَ |
Dostlar, veliler اَوْلِيَاءَ 4 اَوْلِيَاءُ |
Dostlarınız اَوْلِيَائِكُم 4 اَوْلِيَاٰؤُكُمْ |
Dostlarınız مَوَالِيكُمْ |
Dostluk خِلاَلٌ |
Dostluk خُلَّةٌ |
Dostumuz مَوْلاَنَا |
Dostumuz, velimiz وَلِيُّنَا |
Dostunuz صَدِيقِكُمْ |
Dostunuz مَوْلاَكُمْ |
Dostunuz, veliniz وَلِيُّكُمُ |
Doyurdu, besledi اَطْعَمَ |
Doyurma, yiyecek verme اِطْعَامٌ |
Doyurulması فَإِطْعَامُ |
Doyurun اَطْعِمُوا |
Dökersiniz تَسْفِكُونَ |
Dökersiniz تُمْنُونَ |
Dökme صَبّاً |
Döktü صَبَّ |
Döktü, yağdırdı, bosalttı اَفْرَغَ |
Döktük صَبَبْنَا |
Döküldü, atıldı تُمْنَى |
Döküldü, hızla gitti اَفَضَ |
Dökülen, akan مَسْفُوحاً |
Dökülen, bosalan مُنْهَمِرٍ |
Dökülmesi تُسَاقِطْ |
Dökülür يُصَبُّ |
Dökün صُبُّوا |
Dön (ds) اِرْجِعِي |
Dön تَوَلَّ |
Dön وَلِّ |
Dön, geri dön اِرْجِعْ |
Döndü (ds) فَاءَتْ |
Döndü وَلَّىَ |
Döndü, ayrıldı, gitti اِنْصَرَفَ |
Döndü, geri döndü اِنْقَلَبَ |
Döndük رَجَعْنَا |
Döndük عُدْنَا |
Döndüler اِنْقَلَبُوا |
Döndüler رَجَعُوا |
Döndüler نُكِسُوا |
Döndüler وَلَّوُا 4 وَلَّوْا |
Döndüler, dinden çıktılar ارْتَدُّوا |
Döndün وَلَّيْتَ |
Döndünüz اِنْقَلَبْتُمْ |
Döndünüz رَجَعْتُمْ |
Döndünüz عُدتُّمْ |
Döndünüz وَلَّيْتُم |
Döndür فَارْجِعِ |
Döndürdü صَدَفَ |
Döndürdü, sevk etti صَرَفَ |
Döndüreceğim سَاَصْرِفُ |
Döndüreceğiz, iade edeceğiz سَنُعِيدُ |
Döndürme, çevirme صَرْفاً |
Döndürmeniz تَرْجِعُو |
Döndürmeniz تُوَلَّوا |
Döndürüldü صُرِفَتْ |
Döndürüldü, sarhos edildi سُكِّرَتْ |
Döndürüldüm رُجِعْتُ |
Döndürüldüm, çevrildim رُدِدْتُ |
Döndürüleceksiniz سَتُرَدُّونَ |
Döndürülen, geri çevrilen مَرْدُودٍ |
Döndürülenler لَمَرْدُودُونَ |
Döndürülenler مَرْدُودُونَ |
Döndürülme تَصْرِيْفٌ |
Döndürülmesi تَصْرِيفِ |
Döndürülür, çevrilir تُقَلَّبُ |
Döndürülürsün, döndürülür (ds) تُرْجَعُ |
Döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ |
Döndürülürsünüz تُرَدُّونَ |
Döndürülürsünüz, çevrilirsiniz تُقْلَبُونَ |
Döndürülürüz نُرَدُّ |
Döndürür يَلْفِتَ |
Döndürür, dolastırır يُقَلِّبُ |
Döndürürsünüz تَرْجِعُونَ |
Döndürürüz نُوَلِّي |
Döndürürüz, devrederiz نُدَاوِلُ |
Dönecek yer مَصْرِفاً |
Dönen مُوَلِّي |
Dönenler لَمُنقَلِبُونَ |
Dönenler مُنقَلِبُونَ |
Dönenler, dönecekler رَاجِعُونَ |
Döner يَحُورُ |
Döner يُوَلِّي |
Döner, geri döner يَنْقَلِبُ |
Döner, yüz çevirir يَصْدِفُ |
Dönerdin لَوَلَّيْتَ |
Dönerim اَرْجِعُ |
Dönerler تَدُورُ |
Dönerler يَعُودُونَ |
Dönerler يُوَلُّونَ |
Dönerler, dönüp giderler, yüz çevirirler يَتَوَلَّوْا 4 يَتَوَلَّوا |
Dönerler, geri dönerler يَنقَلِبُونَ |
Dönerlerdi لَعَادُوا |
Dönerlerdi لَوَلَّوُا |
Dönerlerdi لَوَلَّوْا |
Dönersin تَنقَلِبُ |
Dönersiniz تَعُودُونَ |
Dönersiniz تَنكِصُونَ |
Dönersiniz تُوَلُّونَ |
Dönme صَدٌّ |
Dönmeleri يَتَفَيَّأُ 4 يَتَفَيَّؤُا |
Dönmeleri يَعُودُواْ |
Dönmeleri يَنقَلِبُواْ |
Dönmemiz نَعُدْ |
Dönmemiz نَعُودَ |
Dönmeniz تَتَوَلَّوْا |
Dönmeniz تَعُودُوا |
Dönmeniz تَنْقَلِبُوا |
Dönmesi تَفِيءَ |
Dönün اِرْجِعُوا |
Dönün وَلُّواْ |
Dönün, yönelin اَنِيبُوا |
Dönüp bakar, döndürür يَلْوُ |
Dönüp bakarsınız تَلْوُنَ 4 تَلْوُونَ |
Dönüp bakmanız تَلْوُواْ |
Dönüs yeri مَرَدٍّ 4 مَرَدَّ |
Dönüs yeri مَعَادٍ |
Dönüs yeri, dönülecek yer مَئَابًا 4 مَئَابٌ |
Dönüs yeri, gidilecek yer مَصِيرًا 4 مَصِيرُ |
Dönüs yerimiz مَرَدَّنَا |
Dönüs yeriniz مَرْجِعُكُمْ |
Dönüs رَجْعٌ |
Dönüs رُجْعَى |
Dönüs, değisim مُنقَلَبٍ |
Dönüs, dönüs yeri مَرْجِع |
Dönüsleri اِيَابَهُمْ |
Dönüstürdü, seklini değistirdi مَسَخَ |
Dönüstürdük مَسَخْنَا |
Dönüstürme, değistirme تَبْدِيلاً 4 تَبْدِيل |
Dönüstürülür, değistirilir تُبَدَّلُ |
Dönüstürür, değistirir تَبَدَّلُ |
Dönüsünüz مَصِيرَكُمْ |
Dörder رُبَاعَ |
Dördüncüleri رَابِعُهُمْ |
Dört اَرْبَعٍ 4 اَرْبَعُ 4 اَرْبَعَ |
Dört اَرْبَعَةَ 4 اَرْبَعَةٌ |
Dörtte bir رُبُعُ |
Dösedim, imkan verdim مَهَّدتُّ |
Dösek مِهَادٌ |
Dösekler فُرُشٍ |
Döseyenler مَاهِدُونَ |
Döseyis تَمْهِيداً |
Dövülerek öldürülmüs مَوْقُوْذَةٌ |
Ds: Disil (Müennes) |
Dua edelim نَبْتَهِلْ |
Dua eder, davet eder, çağırır يَدْعُوا 4 يَدْعُو |
Dua ederler, çağırırlar يَدْعُونَ |
Dua edin فَادْعُوا |
Dua edin, çağırın, davet edin اُدْعُوا |
Dua et, çağır اُدْعُ |
Dua etmemiz نَدْعُ |
Dua etmesi, çağırması يَدْعُ |
Dua etsin, çağırsın وَلْيَدْعُ |
Dua etti, niyaz etti اِبْتَهَلَ |
Dua ettiler (ikil) دَعَوَا |
Dua ettiler دَعَوُا |
Dua ettiler, çağırdılar, isnat ettiler دَعَوْا |
Dua, çağrı دُعَاءٌ |
Duam دُعَائِي |
Duan دُعَائِكَ |
Duanız دُعَاؤُكُم 4 دُعَاءَكُمْ |
Duası gibi كَدُعَاء |
Duası, duaları دُعَاؤُا |
Dullar ثَيِّبَاتٍ |
Duman دُخَانٌ |
Dumansız ates مَارِجٍ |
Dura dura مُكْثٍ |
Duracak yer مُقَامًا 4 مُقَامَ |
Durakalırlar (ds, çğ) يَظْلَلْنَ |
Durdu, dikildi وَقَفَ |
Durdu, oturdu (ds) اِسْتَوَتْ |
Durdukça, oldukça (çğ) دَامُوا |
Durdukça, oldukça (ds) دَامَتْ |
Durdukça, oldukça دَامَ |
Durdurulanlar مَوْقُوفُونَ |
Durduruldular وُقِفُوا |
Durdurun وَقِفُو |
Durman تَفْتَؤُا 4 تَفْتَأُ |
Duruldu, dikilindi وُقِفُ |
Durum, gidis دَأْبِ |
Durum, hal, mesele بَالُ |
Durum, suret سِيرَتَ |
Durumu gibi كَدَاْبِ |
Durun, bekleyin اُمْكُثُوا |
Dururlar, dikilirler (ikil) يقُومَانُ |
Dururum, dinlenirim اَبْرَحُ |
Duvar جِدَارًا 4 جِدَارُ |
Duvarı asar تَسَوَّرُ |
Duvarı asmaları تَسَوَّرُواْ |
Duvarlar جُدُرٍ |
Duyarak سَمْعاً |
Duydu (ds) سَمِعَتْ |
Duyduk, isittik سَمِعْنَا |
Duydular سَمِعُوا |
Duydunuz سَمِعْتُمْ |
Düğüm عُقْدَةٌ |
Düğümledi, bağladı, akdetti عَقَدَتْ |
Düğümler عُقَدٌ |
Dümdüz edildi مُدَّتْ |
Dümdüz صَفْصَفًا |
Dün اَمْسِ 4 اَمْسُ |
Dünya, alem عَالَم |
Dünya, yakın دُنْيَا |
Dünyalar, alemler عَالَمِين |
Dürer يُكَوِّرُ |
Düreriz نَطْوِي |
Dürme طَيِّ |
Dürüldü كُوِّرَتْ |
Dürülenler مَطْوِيَّاتٌ |
Dürülmesi gibi كَطَىِّ |
Düsen سَاقِطاً |
Düsenler مُوَاقِعُو |
Düser تَسْقُطُ |
Düser يَسْقُطُ |
Düser, kapanır يَخِرُّ |
Düserek ölen مُتَرَدِّيَة |
Düsman oldu حَادَّ |
Düsman oldunuz عَادَيْتُم |
Düsman عَدُوًّا 4 عَدُوٌّ |
Düsman, kin besleyen شَانِئَ |
Düsmanlar اَعْدَاءً 4 اَعْدَاءُ |
Düsmanlık ettiniz, muhalefet ettiniz تُشَاقُّونَ |
Düsmanlık تَخَاصُمُ |
Düsmanlık خِصَامِ |
Düsmanlık عَدَاوَةٌ |
Düsmanlık عُدْوَانًا 4 عُدْوَانَ |
Düsmesi تَقَعَ |
Düstü (ds) وَجَبَتْ |
Düstü سَقَطَ |
Düstü, söndü, bulanıklastı اِنْكَدَرَ |
Düstü, vaki oldu وَقَعَتْ |
Düstü, vaki oldu, vazife oldu وَقَعَ |
Düstü, yıkıldı فَانْهَارَ |
Düstüler سَقَطُوا |
Düsük, az بَخْسًا 4 بَخْسٌ |
Düsük, düskün خُشَّعاً |
Düsün, kapanın قَعُوا |
Düsündü, hesap etti, zannetti حَسِبَ |
Düsündü, kurdu, yıldı هَمَّ |
Düsündü, kurdu, yıldı هَمَّتْ |
Düsündü, tefekkür etti تَفَكَّرَ |
Düsündü, zannetti ظَنَّ |
Düsündüler, kurdular, yıldılar هَمُّوا |
Düsündüler, zannettiler حَسِبُوا |
Düsündün, zannettin حَسِبْتَ |
Düsündünüz, zannettiniz حَسِبْتُمْ |
Düsünen مُدَّكِرٍ |
Düsünmeleri يَتَفَكَّرُواْ |
Düsünür, hesabeder يَحْسَبُ |
Düsünür, tefekkür eder يَتَفَكَّرُ |
Düsünür, zanneder, inanır يَظُنُّ |
Düsünürdü, kurardı لَهَمَّتْ |
Düsünürler يَتَفَكَّرُونَ |
Düsür اَسْقِطْ |
Düsürdü اَسْقَطَ |
Düsürmesi يُوقِعَ |
Düsürüldü سُقِطَ |
Düsürülür تُسْقِطَ |
Düsürürüz نُسْقِطْ |
Düz arazi, çöl قِيعَةٍ |
Düz arazide بِقِيعَةٍ |
Düz سَوِيِّ |
Düz, çıplak صَلْدًا |
Düz, dik, doğru حَنِيفًا 4 حَنِيْفٌ |
Düzeltilirler, yerle bir edilirler تُسَوَّى |
Düzen kurarım اَكِيدُ |
Düzen kurdu, plan yaptı مَكَرَ |
Düzen, plan مَكْرًا 4 مَكْرٌ |
Düzenledi سَوَّا |
Düzenledi سَوَّى |
Düzenledi, düzeltti فَسَوَّى |
Düzenledim سَوَّيْتُ |
Düzgün سَوِيّاً |
Düzler, doğrular حُنَفَاءَ |